LAVİNİA | Özdemir Asaf
Bu kadar az şey söylerken, bu kadar mı çok şey söyleyebilir bir şiir. Bu kadar 'demeyeceğim' derken, bu kadar mı 'gitme' denebilir. Adını saklayacağım der şair. Saklar da. Lavinia der adına. Bu şiiri okuyan işte, bilmeyiz Lavinia kimdir, nerdedir, şimdi nasıldır, hali nedir ve dahası kimdir? Ama dahası var. Şair der ki, ''Sen de bilme'' Öyle ki sevilen de sevildiğini bilmemektedir. Belki kendisidir Lavinia, ama bilmemektedir bunu 'Lavinia'. Karşılıksız kalışının intikamını alırcasına şair, bir tehdit gibi savurarak der; 'SEN DE BİLME, Lavinia...' Benzer bir söz sanatı Sezai Karakoç'ta da vardır. Mona Rosa'da. Akrostişe saklar adını sevdiğinin. Orada tabi; biraz daha keşfedilme arzusu vardır adeta. Üstad saklar sevdiğinin adını ama, bir yandan da hep bir gün bilinsin ister sanki. Saklar ama çok da örtmez üstünü, açık bırakır ucunu. Özdemir Asaf ise daha serttir bu konuda ve hiç bir şekilde bilinsin istemez her kimse Lavinia. Lavinia bilinmez, bilinmezine ama daha kaç Lavinia gelmiştir ardından, o da bilinmez yalnızlıklar katında... Velhasıl, bu şiiri; Dikkatle dinleyin, dikkatle ve döne döne... Zira, derler; Lavinia, görünmez öyle herkese... Aşkla kalın efendim...