Ömer Aydın - Benim Babam
Ömer Aydın - Benim Babam Arma Müzik 2025 Şiir & Seslendiren: Dr. Ömer Aydın Müzik: Abdullah Özdoğan BENİM BABAM Benim babam, Hayatını çocuklarına adamış, Kendini İslam’a, Vatana ve millete vakfetmiş, Allah dostuydu, Çağdaş bir derviş. Yetmiş yedi yıllık ömrüne, bin yıllık başarı sığdırdı, Yüreğimizi, babalığın engin şefkatiyle doldurdu, Bize onurlu bir hayat sunmak için çırpındı durdu, İlahî mesajı aleme duyurdu. Babam öyle fedakardı ki, Kendisi tabanı delik ayakkabı ile dolaşır, Çocuklarına gıcır iskarpinler alırdı. Çok ihtiyacı olduğu hâlde, Tatil günlerimde, Baskülümle insan tartarak kazandığımı, Adıma açtığı hesaba yatırırdı, Garantiye almak için eğitim hayatımı. Babam çok disiplinliydi, Yirmi dört saat çalışmak, Sarsılmaz prensibiydi. Kedimizin kapıya yönelmesiyle anlardık, Akşamları eve yaklaştığını, Hemen bırakır oyunlarımızı, Kitaplarımıza kapanırdık. Babam, o kadar tedbirliydi ki, Harçlığımızın dışında, Acil durumlar için cüzdanımızda, İmzasını taşıyan paralar olurdu. Saat yedide kalkan vasıtalar için, Bir saat önceden terminale götürürdü. Babam, o kadar cömertti ki, Yetmişli yıllarda, Şeker kıtlığında, Şehrin fakir fukarası, İhtiyacını bizim evden karşılardı. Babam kendi yemez; Yetimleri, öksüzleri yedirirdi. Yoldan çevirdiği kimsesizleri sofrasına davet ederdi. Keyifli zamanlarında öğütleri şiirseldi, “Asla haram yemeyin, yalan da söylemeyin, Herkesin gözü sizde, beni mahcup etmeyin. Okuyun, çalışın, sizden ‘müftünün çocukları’ Diye bahsetmesinler, Bana ‘doktor beylerin babası’ desinler” diye söylemişti. Babam başarılarımızda sevincini göstermezdi, Şımarmayalım diye bizi aleni takdir etmezdi. Törende okuduğum Akif’in “Bülbül” şiiriyle, Dolduranların salonu, Hıçkırıklara boğulduğunu, Vali Bey’den öğrenince, Gülümseyerek eve gelmişti, “Oğlum, milleti ağlatmışsın, Trabzon’u ayağa kaldırmışsın,” demişti. Bu, babamdan aldığım ilk ve tek takdirimdi. İlk kez aşık âşık olup, terk edildiğimde, Gençliğinin geçtiği köyleri gezdirmişti. Yaşadığı aşk ve ayrılık hikâyelerini, O mekanlarda paylaşıp, beni teselli etmişti. Şefkat dolu bir babaydı, Çocukları arasında ayırım yapmazdı. Hadi, itiraf edeyim, Dedemin vasiyeti nedeniyle, Ben babam için biraz özeldim. Ben, kırk beş yaşında kazık kadar bir adam iken, Bir sabah uyurken, Hasta yatağından kalkıp, bastonuna tutunarak, Bana, sucuklu, yumurtalı Kahvaltı hazırlamışlığı da vardır. Bu, benim için mahcubiyet dolu bir hatıradır. Teknolojik gelişmeleri yakından takip ederdi. Yetmiş yaşını devirmişken, Ülkemize internet henüz gelmişken, Şirketimde yüzlerce kişi çalışırken, “Ben internetten okuyorum, Sen neden haberleri oradan takip etmiyorsun? Hâlâ gazetelere para harcıyorsun.” Diyerek, çalışanlarımın yanında beni fırçalamıştı. Benim babam, Münevver, dindar, çok çalışkan, Kalbine kibir uğramayan, Yiğit, cihangir soylu, eğitim gönüllüsü, Döneminin en karizmatik müftüsü, Kime sorarsanız, kanaatleri aynı, Benim babam, adam gibi adamdı. Benim babam, Okyanus gönlünü insanlığa açan, Dindar, ahlaklı, milliyetçi bir nesil yetişmesine, Toplumun maddi ve manevi gelişmesine, Ömrünü adayan, Bu uğurda, dünyalık zevklerden vazgeçen. Okula gitmeden, Çalışarak, dışarıdan sınavlara giren, Üniversiteye kadar diploma alan, Memur maaşına haram katmadan, Vatana, millete hayırlı yedi evlat yetiştiren, Evliyalardan olduğu öldükten sonra anlaşılan, Adı, üniversite kampüslerinde, Okullarda, kütüphanelerde yaşayan, Görünüşü asabi, Özünde melek kalpli, Herkeste hakkı olan, Kimseye minnet borcu olmayan, Elif gibi dik, Vav gibi mütevazı, Bilgisiyle, doğru okuyan çağı, Ferasetli Anadolu ereni, Babamız Müftü Halit Efendi, Bir sonbahar hüznünde, Ruhunu Yaradan’a teslim etti. O cumartesi, hüznün kalbimi doldurduğu gündür, O gün, kederin sabrımı yorduğu gündür. Babam öldüğünde aylardan kasımdı, Ağaçlar aniden döktü yapraklarını, Kâinat, babama sağanak yağmurla ağladı, Yurdun dört bir yanından, acı haberi duyanlar geldi, Binlerce mümin cenazesine katıldı, Cennet bahçesi kabrine, Dualarla indirildi naaşı. Biliyorum, babamız bir daha dönmeyecek, Mahlasım bundan sonra “Yetim” olacak, Yokluğunun acısı hiç dinmeyecek. Kuşlar konar şimdi mezar taşına, Rengârenk çiçekler açar toprağında. Lütfen, tüm rahmetli babalarımıza, Fatihalar gönderelim, Yaşayan babalara da, Sağlıklı uzun ömürler dilerim.